Kardeş Sesler 2017. Анонимный авторЧитать онлайн книгу.
ty-line/>
Kardeş Sesler 2017Hikâye – Deneme
Takdim
Avrasya Yazarlar Birliği Edebiyat Akademisi atölye çalışmalarında dokuzuncu dönemi geride bıraktık. Bu dönemde sözü edilmesi gereken yeniliğimiz “3. Adım” oldu. Geçmiş dönemlerde atölye çalışmalarımıza katılarak ürettiği eserlerle ortak kitaplarımızda yer almış olan arkadaşlarımızın ısrarlı isteği üzerine 3. Adım çalışmalarını başlattık. 3. Adım’a önceki dönemlerde şiir, hikâye, deneme, senaryo atölyelerinden birine, birkaçına veya hepsine katılarak iki katılım belgesi almış olan herkes devam edebildi. 3. Adım’da her türü kapsayan karma çalışmalar yapıldı. Bundan sonraki dönemlerde de şiir, hikâye, deneme atölyeleri, 3. Adım çalışmaları devam edecek ve Avrasya Yazarlar Birliği edebiyat dünyamıza yeni yazarlar, yeni eserler kazandırmanın mutluluğunu yaşayacaktır.
AYB olarak Türkiye’de pek çok ilki biz gerçekleştirdik. Bu ilklerden biri de gerçek atölye çalışmalarıyla edebî ürünler üretilen yazarlık okuludur. Bunda başarılı olduk. Türk edebiyatına kazandırdığımız yeni yazarlar ve yeni eserler ortadadır. Arkadaşlarımızın ısrarıyla başlattığımız 3. Adım’la da verimliliği artıracağımıza ve devamlı kılacağımıza inanıyoruz. Emeğimize yüreğimizi de katarak çalıştıkça beklediğimizden daha yüksek başarılar bizim olacaktır. Geçmiş uygulamalarımız bizi bu inanca taşımıştır.
Ortak kitaplarımızla edebiyat dünyasına giren arkadaşlarımızdan yazmaya ve kendini geliştirmeye devam edip müstakil kitap çıkaranlar oldu. Daha da ileri bir çalışkanlıkla neredeyse her yıl yeni bir kitap çıkaran; estetik seviyesini her kitapta biraz daha yükselten arkadaşlarımız oldu. Avrasya Yazarlar Birliği olarak bu arkadaşlarımız bizim mutluluk kaynaklarımızdır. Giderek böyle başarılı arkadaşlarımızın çoğalacağına, Türk edebiyatında yeni bir ses, yeni bir renk, yeni bir iz olacaklarına içtenlikle inanıyoruz.
“Kardeş Sesler” her dönem sonunda çıkardığımız ortak kitabımızın adıdır. İlkini, 2010’da “Kardeş Hikâyeler Kardeş Şiirler” adıyla çıkarmıştık. Sonraki yıllarda “Kardeş Sesler 2011, 2012, 2013… diye atölye çalışmalarımıza katılan arkadaşlarımızın ürünlerini kitaplaştırmaya devam ettik. “Kardeş Sesler 2017” 3. Adım dışında dokuzuncu dönem atölye çalışmalarına katılan arkadaşlarımızın eserlerinden bir kısmını içermektedir.
Dokuzuncu dönemin şiir atölyesinde şair Ali Akbaş, hikâye atölyesinde yazar Ataman Kalebozan, deneme atölyesinde yazar Sema Tanrıverdioğlu Ersöz, 3. Adım’da yazar Osman Çeviksoy gönüllü olarak ve özveriyle çalışmışlardır. Her metin; ilgili atölye hocası tarafından estetik, konu, kurgu, ifade, yazım ve noktalama yönlerinden gerektiğinde tekrar tekrar değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler ışığında yazarları tarafından son şekli verilen eserler, dergilerde ve bu kitapta yer almaya hak kazanmıştır.
Kardeş Sesler 2017’nin de geçen dönemlerde olduğu gibi ilgiyle okunacağına inanıyoruz. Özellikle, gönlünde yazma sevdası taşıyan, çeşitli sebeplerden dolayı atölye çalışmalarımıza katılamamış olan arkadaşlarımızın, bu kitabı inceleyerek okumaları gerektiğini düşünüyoruz.
Başarımızdaki en büyük pay, yazarlığın çilesini kabullenmiş, değerlendirmelerimizi dikkate alarak ve inanarak yazmaya devam etmiş olan katılımcı arkadaşlarımızındır. Kardeş Sesler 2017’de yer alan arkadaşlarımızı kutluyor, gelecekte her birinin yeni yeni müstakil kitaplarla karşımıza çıkmalarını bekliyoruz.
ALPER ŞENADAM
6 Mart 1994 İstanbul doğumlu. İlk ve ortaokulu aynı okulda, Bahçelievler Atatürk İlkokulunda okudu (2000-2008). Bahçelievler Erkan Avcı Endüstri Meslek Lisesi’nin Metal Teknolojileri Alanında okudu (2008-2012). Gazi üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü 4. sınıf öğrencisi, Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı 1. sınıf öğrencisi ve Çaycı Edebiyat Dergisi’nin yazı işleri sorumlusudur. Avrasya Yazarlar Birliği’nin Edebiyat Akademisi’ni bitirdi (2014-2016). Kültür Bakanlığı GENCDES projesi kapsamında yer alan Dergi Atölyesini bitirdi (2016). Kültür Bakanlığı GENCDES destekli “Çaycı Yazı Atölyesi” nin proje yürütücülüğünü yaptı (2017). Kardeş Kalemler Dergisinin yazı kurulu üyesidir.
Yazıları Çaycı, Kardeş Kalemler, İhtimal, Yedi İklim dergilerinde yayımlanmıştır.
Hikâye:
Ağlamak Yasak
Büyük kuş
Koca kurt
AĞLAMAK YASAK
Çekik gözlü Özbek genci Murad, parkasının sol iç cebine yerleştirdiği mektupları sağ eliyle sıkıca tutuyordu. Murad dualar fısıldıyordu. Ormanın içinde, dalların açtığı kesikleri umursamadan koşuyordu. Etrafta Rusça küfürler yankılanıyor, köpeklerin havlamaları her dakika daha da yakından duyuluyordu. Üstündeki emaneti teslim edememekten korkuyordu Murad. Su sesini duyduğunda rahatlamıştı. Köprüyü gördüğü anda bir av köpeği bacağından ısırdı. Murad can havliyle kendini yere attı. Belinden babasının verdiği gümüş saplı hançeri çıkarıp köpeğin başına defalarca sapladı. Köpeğin can havliyle çıkardığı iniltiler ormandaki diğer havlamalara karıştı. Rus askerlerinin sesleri çok yakından geliyordu. Sürünerek çalıların arkasına saklandı. İki Rus askerinin koşarak köpek leşinin yanına geldiğini gördü. Murad nefesini tutmuştu. Rus askerleri etrafı aramaya başladı. Bir asker süngüsüyle çalıları yoklamaya başladı. Murad, “Bismillah” dedi ve çalıları yoklayan Rus askerinin üstüne atlayıp ağzını kapayarak onu birkaç bıçak darbesiyle yere indirdi. Küçüklüğünden beri güreş tutan, güçlü bir Türk için cılız Rus askeri çok kolay bir av olmuştu. Üstü kana bulanmıştı.
Mektupları yoklayıp rahat bir nefes aldı. Emaneti yerinde duruyordu. Ağaçların arasında diğer askeri gördü. Askerin arkası Murad’a dönüktü. Rus askerinin bacakları titriyordu. Türkler ormanlarda, bozkırda yaşar. Kurtların yaşadığı dağlarda avlanırlardı. Rus askeri bu özellikleri hatırladıkça daha da korkuyordu. Murad, öldürdüğü askerin tüfeğini sağ eline aldı. Hançerini sol elinde tuttu. Arkası dönük olan bir Rus olsa da Murad ona saldıramazdı. Topallıyordu, yavaşça yürüdü. Ayağıyla, askere doğru bir taş attı. Rus askeri arkasını dönmesiyle başına nişanladığı tüfeğini ateşledi. Silah sesiyle birlikte diğer Rus askerleri ve köpekleri o yöne doğru koşmaya başladı. Murad, bacağındaki yaradan dolayı koşamıyordu. Sağ ayağını sürüyerek köprüden geçti. Atının yanına geldi. Çantasına mektupları koydu. Belinden nacağını çıkarıp köprünün iplerini kesti. Arkasını döndüğünde çalıların arasından bir Rus askeri çıktı ve Murad’ı sırtından vurdu. Murad orman içlerine doğru bağırdı. “Aktay, Korbaşı1 Enver Paşa’ya koş!” bir el silah sesi daha duyuldu. Murad diz çöktü. Ellerini dizinin üstüne koydu. Şehadet parmağı gökyüzünü gösteriyordu. Usturayla tıraş edilmiş başı secde eder gibi toprağa değdi. Aktay şaha kalkıp arkadaşını kaybetmenin acısıyla kişnedi. Bütün gücüyle ordugâha doğru koşmaya başladı.
Enver Paşa, karargâhında haritaları inceliyordu. Dışarıdan askerlerin bağırmalarını duyunca çadırından çıktı. Nöbetçi askerler, üstünde el işi örme heybesi olan, eri olmayan beyaz bir küheylanı kovalıyorlardı. Attıkları kementler boynuna geçmiyordu. Önünde kimse duramıyordu. Hışımla ordugâha daldı. Enver Paşa’nın çadırına doğru koşuyordu. Enver Paşa dimdik durmuş üstüne gelen atın gözlerine bakıyordu. Beyaz küheylan tüm engellemelere rağmen çadırın önüne gelip ön ayakları üstüne düştü. Sol tarafa doğru yattı. Başı, Enver Paşa’nın ayakları dibine düşüp titredi. Ağzından ve burnundan kan aktı. Ordu 2. Komutanı Hüseyinbek, atın başını kucağına aldı. Gözlerini kapattı. “Komutanım, Aktay çatladı.” Enver Paşa başı dik bir biçimde çadırına girip masasına oturdu.
Hüseyinbek elinde Murad’ın çantasıyla içeri girdi. Masanın üstüne bıraktı. Enver Paşa çantanın içini eliyle yokladı. Mektuplar eline geldiğinde yüreği yandı. İçinden “Helal olsun çocuğa” dedi. Başını kaldırıp Hüseyinbek’e baktı. “Murad’dan bir haber var mı?” “Komutanım, bir
1
Komutan