Çocuk Kalbi. Edmondo De AmicisЧитать онлайн книгу.
IS VE “ÇOCUK KALBİ” ÜZERİNE
Dünya edebiyatının yetiştirdiği büyük değerlerden biri olan Edmondo de Amicis, 21 Ekim 1846 tarihinde İtalya’da dünyaya geldi. İtalya’da o zamanlar Sardinya Krallığı’na bağlı olan Liquria bölgesinde; Imperia yakınındaki Oneglia’da doğan Endmondo de Amicis, aslen İspanyol’dur.
Çocukluğundan beri askerliği, içinde bir özlem olarak yaşatan yazar, 1865’te piyade subayı olarak orduya girdi.1866’daki İtalya Avusturya Harbi sırasında yurdu için mücadeleye atılan Amicis, 1867’deki kolera salgını esnasında hastalıktan kırılan askerlere canla başla hizmet etti.
Savaş sonrası Floransa’ya dönerek “İtalia Militare (Asker İtalya)” adlı askerî dergide yayımladığı “Askerlik Hayatından Çizgiler” başlıklı yazılarıyla dikkatleri çekti. Geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilen bu yazılarını 1868’de bir eserde toplayarak kitap hâlinde yayımlayınca, ünü halk arasında beklenmedik bir şekilde yayıldı. Bu büyük alaka sebebiyle ordudan ayrılarak kendisini yazarlık mesleğine verdi.
“1870–1871 Yılları Hatıraları” adını verdiği kitabı ile yazarlıkta kat ettiği mesafe onu sivil hayata çekmiştir denilebilir. Küçük hikâyelerini “Novelle” adlı kitabında topladığı 1871 yılı ve sonrasında kaleme aldığı, 1877 yılına kadar devam ettirdiği uzun hikâyeleriyle de devrinin en çok okunan, başarılı yazarlarından biri hâline gelmiştir.
Sosyal meselelere olan ilgisi, dünyayı tanıma merakıyla birleşince büyük gezilere çıktı. Önce ata yurdu İspanya’ya gitti. İngiltere, Fransa, Hollanda ve Türkiye’yi ziyaret etti. Bu seyahatlerden eli boş dönmedi. Her ülkede gördüklerini hatıra kitapları olarak yazdı ve yayımladı. 1872’de “İspanya”, 1874’te “Hollanda”, yine aynı tarihte “Londra Hatıraları”,1876’da “Fas”, 1879’da “Paris Hatıraları” kitaplarını ve İstanbul ağırlıklı Türkiye kitabını ise iki cilt olarak “Constantinople” adıyla 1879 yılında yayımladı. Onun gezilerinden kalan bu eserlerinde, gördüklerini tarafsız bir gözlemci olarak tasvir ettiği kanaati yaygındır.
Bu gezilerinden sonra döndüğü Floransa’da fazla kalmayıp ayrıldı. Torino’ya yerleşti. Burada bir yazar olarak oldukça verimli yıllar yaşadı denilebilir. Okurlarının huzuruna aralıksız yeni makaleler ve kitaplarla çıktı. Artık daha ziyade siyasi, sosyal ve psikolojik meselelerle ilgilenmeye başladı. Çalışan, acı çeken ve sosyal güvenlikten yoksun insanların, emekçilerin haklarını savunma konusunda çok samimiydi. Bu ilgi yoğunluğu sonrasında hazırlayıp yayımladığı “Gli Amici (Dostlar)” adlı kitabını iki cilt halinde 1883 yılında bastırdı. Bu kitabıyla psikolojik gözlemler ve ruhi çözümlemelerle insanı, insan portrelerini dikkatlere sundu. 1886 yılında yayımlanan “Cuore” (Kalp) adlı eseri de yine insan odaklı çözümlemeler ve mesajlar içeriyordu. Bu eseri, kısa sürede dünyanın bütün ana dillerine çevrilerek yayımlanınca ünü iyice arttı.
1889’da “Sullı’oceano (Okyanus Üzerinde)”yi, 1890’da “Il Romanzo di un Maestro (Bir Ustanın Romanı)”nı yayımladı. Ünlü eserlerinden olan bu romanında memleketinin sosyal dertlerini büyük bir cesaret ve sanatkârane bir şekilde dile getirmiştir. 1889 yılında, tramvay hattı üzerinde bir yıllık gidiş ve gelişlerini; tuttuğu notlardan hareketle “La carrozza di Tuti”(Herkesin Arabası)” adıyla hatıra türü bir kitap olarak yayımladığında takvimler yine 1889’u gösteriyordu. Eserlerini kaleme aldığı İtalyanca’ya olan son hizmetini de her halde “L’dioma Gentile (Güzel Dil)” adlı incelemesiyle yapmıştır. 1905 yılında yayımlanan bu kitabında İtalyanca hakkındaki inceleme ve görüşlerini bir araya toplamıştır.
Çağdaşlarının ve geleceğe doğru akıp giden yeni kuşakların faydalanacakları anılar, şiirler, hikâyeler, makaleler ve romanlar bırakan Edmondo de Amicis, kendi hâlinde ve sade bir hayat sürdüğü Bordighera’da 11 Mart 1908 tarihinde vefat etmiştir.
“Edmondo de Amicis, büyük sentez eserleri vermiş bir yazar değildir. Fakat hemen bütün yazılarında yüksek insanlık duygularını işleyen ve iyiye, güzele, doğruya özlem duyan içli bir yön vardır. Onun yazılarında kalem oyunlarından çok, insanların iç dünyalarını, ruhlarını karşılıklı sevgi, fedakârlık, hoşgörürlük üzerine kurmak isteyen bir yücelik hemen sezilir. Onda yüce ve soylu davranışlara karşı derin bir sevgi ve tutku vardır. Kalemini hep bu duyguların gelişmesi için kullanan Edmondo de Amicis, bu yönüyle tam bir eğitimci ve ahlakçıdır.”1
Endmodo de Amicis, siyasi, sosyal ve psikolojik meselelerle ilgilenmiştir. İtalyan Birliği davasını hayatı boyunca savunmuş ve bu davaya büyük hizmette bulunmuştur. Çalışanların sosyal haklara kavuşturulması için de mücadele etmiştir. Bir ülkenin geleceğinin çocuk terbiyesine dayandığına inanan Edmondo de Amicis, çocuk terbiyesine yönelik başarılı eserler vermiştir. Çocuklara yüce duygular aşılamayı; onları iyiye, güzele, doğruya yöneltmeyi gaye edinmiştir. “Cuore (Kalp)” adlı dünyaca meşhur eseri Türkçeye “Çocuk Kalbi” adıyla birçok defa tercüme edilmiştir. Ayrıca İstanbul’u canlı ve renkli bir şekilde tasvir eden “Constantinople” adlı eseri de 1974 yılında “İstanbul” adıyla Türkçeye tercüme edilmiştir. 1974’te Reşat Ekrem Koçu tarafından yapılan bu çeviri kısaltılmış bir metindir. Daha sonra yapılan Beyhun Akyavaş çevirisi ise tam bir metindir. Meraklıları için hem Türk Tarih Kurumunun Türkçe baskısı hem de Yapı Kredi Yayınları’nın Türkçe baskısı okunmayı bekliyor.
“Constantinople”de, İstanbul’a, 1870’li yıllarda yaptığı gezisini anlatıyor. Yazar bu eserinde iyi bir gözlemci olduğunu; akıcı bir üslupla kaleme aldığı tasvirlerle ortaya koyarken yer yer tahkiyeli anlatımı da tercih ediyor, böyle olunca da okuyucu kitabı sıkılmadan okuyor. İstanbul’u tanımayanlar, henüz görme imkânı bulamayanlar, İstanbul’un büyülü atmosferi karşısında şaşırıyorlar. Çünkü 1870’li yıllarda ilk kez geldiği İstanbul’la daha ilk karşılaşmasında kendini kaptıran Amicis, bu şehri öve öve bitiremez. Gördükleri ve yaşadıkları karşısında hayranlığını bir sanatçı duyarlılığıyla kaleme alırken yer yer âdeta bir fotoğraf makinesinin objektifi gibi kayıt hâlindedir. Bu tablolarla geçmişteki İstanbul’a yolculuk yapmak isteyenler için okunası bir kitaptır, Amicis’in “İstanbul”u… İstanbul’u ziyarete gelen yabancı turistlerin elinde bu kitabı görürseniz şaşırmayın. Biz Türkiye’dekiler için de bu kitapla birlikte İstanbul’u gezmek inanın çok daha keyifli ve anlamlı olacaktır. Çünkü geçmişi ve bugünü mukayese ederek gezdiğinizde tarih olan ve tarihî olan değerlerimizden neleri kaybettiğimizi görüp üzülürken muhafaza ettiklerimiz için de sevinecek, belki de onları gelecek nesillerin de beğenisine sunabilmek için gayrete geleceğiz. Kapalı çarşı ve Çarşı esnafı sanki çok az değişmiş… Bir de bu kitabı okurken Moltke’nin “Türkiye Mektupları”nı da eş zamanlı okusak diyorum… Bir de İtalyan Prof. Dr. Anna Masala’nın “Türkiye’ye Aşk Mektupları” kitabı…
Umbeto Eco, Amicis’in bu eseriyle ilgili olarak diyor ki: “De Ami-cis, aynı zamanda İstanbul’a dair etkileyici bir günce olan ve benim de İstanbul’u ilk ziyaretimde yanımda bulundurduğum “İstanbul” kitabından da anlaşılacağı üzere çok yetenekli bir gazetecidir.”
De Amicis’in “İstanbul” kitabının, kurgusu itibarıyla, Orhan Pamuk’un “İstanbul Hatıraları” ve “Şehir” kitaplarını etkilediğini söyleyenler de var…
YKY, 2010 yılında bu eseri yayımlarken arka kapakta şu tespitlerle okurlarının karşısına çıkmıştı: “Amicis’in müthiş gözlem gücüyle ruhunu okumaya çalıştığı İstanbul, yayımlandığı günden beri pek çok yazar ve ressam için esin kaynağı olmuştur. Tuhaflığı güzelliğinden fazla olan bu şehrin insanlarına, iskelelerinden kuşlarına, camilerinden sokak aralarına, çeşmelerinden meydanlarına, tutkulu bir merakla, hayranlıkla bakmış Amicis. Aşkla ışığına bağlandığı İstanbul’un geleceğiyle ilgili kaygı duymadan da edememiş…”
Edmondo de Amicis’in bütün dünyada en bilinen eseri galiba dilimize “Çocuk Kalbi” adıyla çevrilen romanıdır.
“Dünyanın en faydalı çocuk kitabı. Bu kitabı okumayan çocuk mutsuzdur. Bu kitabı çocuklarına okutmayan anababa ve öğretmenler sorumludur. Ve bu kitabın girmediği okul, okul değildir.”
Büyük iddialarla bütün dünya dillerine çevirisi yapılan bu kitabı Türkçeye ilk çeviren, ansiklopedist, eğitimçi ve çocuk edebiyatçısı İbrahim Alâettin Gövsa’dır. 1927 yılında
1
Bkz. Dr. Nurhan Özaltın ve Mehmet Aydın.