Kaçmak ve saklanmak, zihnimiz ile hislerimiz hâlâ bizimle bir-likteyken bir çözüm olabilir mi? İnsan, nereye kaçabilir korkuları onu bir gölge gibi takip ederken? Hangi sığınağın kapısı engelleye-bilir o duyguların içeriye girmesini? Esir olmaktan çekinen insan, esaretin asıl kemendini kendi benliğinde taşır. Kaçmak, yalnızca bir aldanış; saklanmak ise çocuksu bir umut ediştir. Ferdinand da aldanan, korkularından kaçmaya çalışırken as-lında onları büyüten ve bu soğuk sis bulutunun tüm benliğini sar-masına izin verenlerdendir. Yüreğindeki başkaldırma arzusu ve dışarıdan gelen itaat baskısı ile Ferdinand’ın benliği; sevdiklerini dahi göremeyeceği bir aralıkta sıkışıp kalır. O da çareyi teslim ol-makta, boyun eğmekte bulur. Makineleşmiş bir sistemin çağrısı, kanlı canlı bir insanın tüm uzuvlarına hükmeder; onu ele geçirir ve Ferdinand gibileri ruhlarından sıyrılarak küçük birer makineye dönüşür. «hiİnsan dışarıda olduğu zaman kendini kaçak hissettiği müddet-çe hiçbir yerde özgür değildir.»