İngiliz edebiyatının ünlü ve başarılı yazarlarından biri olan George Orwell’in kaleme aldığı 1984, şüphesiz distopya eserlerinin en ünlüsü, geleceğe dair kâbus senaryolarının en başarılısıdır. Orwell’in Hayvan Çiftliği ve 1984 isimli eserlerinin başarısına kanıt olarak dönemin Sovyetler Birliği tarafından ve günümüzün Çin hükûmeti tarafından yasaklanmış olması gösterilebilir. Çünkü Orwell’in 1984’ünde, ciddi bir sistem eleştirisinin yanı sıra, okuyucuyu her daim sorgulamaya ve ısrarla düşünmeye sevk eden bir tarafı vardır. Elbette bu eserde sadece geçmiş sistemlerin işleyişini okumayacak, günümüzün sistemlerinden de pek çok benzerlik bulacaksınız. Modern dünya alışkanlıklarının ve koşulsuz biat etmenin en gerçekçi, en ikna edici yönüyle protesto edildiği 1984, başkahraman Winston’ın aydınlanması ve Parti tarafından sapkın düşünceler olarak adlandırılan fikirlere sahip olmasıyla gelişen olayları hikâye edinir. Geçmişi ve tarihi kendi istediği şekilde değiştirerek, yeri geldiğinde hiç yaşanmamış gibi varsayarak kontrol altına alan, bu şekilde geleceğe de istediği gibi yön veren Parti’nin baskısını, bireyselliğin yok edilişini ve devlet hegemonyasını şiddetle kendi üzerinizde de hissedecek, âdeta Büyük Birader sizi de izliyormuş hissine kapılacaksınız. Parti’nin iki amacı, tüm dünyayı fethetmek ve bağımsız düşünmeyi tamamen imkânsız kılmaktır. «Bu yüzden Parti’nin çözmek istediği iki büyük problem vardır. Bunlardan biri, insanların ne düşündüğünü rıza aramaksızın öğrenmenin yolunu bulmak, diğeri ise birkaç yüz milyon insanı önceden haber vermeden birkaç saniye içinde öldürmeyi başarmaktır.»