Üç yüzyıldır Canterville Kalesi’nde insanları korkutmakla ün yapmış olan bir hayaletin, buraya yeni taşınan Amerikalı ailenin kimi zaman mizahi kimi zaman da hüzünlü mücadelesini konu edinir, Canterville Hayaleti. Öyküde, Amerikan yaşam tarzı incelikle işlenerek yer yer alaycı bir tavırla eleştirilir. Var olma amacını gerçekleştirmede sürekli hezimete uğrayan Canterville Hayaleti’nin malikânedeki zamanı artık dolar ve nihayet huzura kavuşur. “Evet, ölüm. Ölüm çok güzel olmalı. Otlar başının ortasında salınırken yumuşak kahverengi toprakta yatmak ve sessizliği dinlemek… Dünün ve yarının olmaması… Zamanı unutmak, yaşamı unutmak ve huzur içinde olmak. Bana yardım edebilirsin. Ölüm evinin kapılarını benim için açabilirsin. Çünkü sevgi her zaman seninle. Ve sevgi ölümden daha güçlüdür.”