Kardeş Sesler 2020. Анонимный авторЧитать онлайн книгу.
yılların deneyimini kolaylıkla görebiliyorsunuz.
Yılların usta öykücüsü Osman ÇEVİKSOY hocamızın kesintisiz ve disiplinli anlatımı, yardımları, özverileri bir ustalığın eseri olduğu kadar koca bir yüreğin varlığını da ispatlar nitelikte. ÇEVİKSOY ve diğer hocalarıma yaptığımız atölye çalışmaları neticesinde düşündüğümün yarısını kaleme döküyor olduğumu daha iyi anladım. Anlatım eksiklerimi daha iyi görmemi sağlayan bu birinci kurun bitmiş olması, ikinci kurun başlıyor olmasının müjdesi olduğu için çok üzülmüyorum.
Yakup ÖMEROĞLU hocamızın sohbetleri, fikir yapımızın temel taşlarını yerlerine iyice oturtacak biçimde bizleri yoğurdu. Türk yurtlarını, ulularımızı konu alan sohbetler, bilerek inanma yolunda sevdamızı perçinledi. Yüzeyden okuyup geçtiğimiz bilgilerin ana fikrine kadar inerek anlatması bizi Türklük yolunda daha da bilinçlendirdi. Bu bizim için çok büyük bir kazanç oldu. Bilenden öğrenmek, koca yüreklerden süzülen bilgileri yüreğimize işlemek anlatılması güç bir özgüven de geliştirdi.
İkinci kurun başlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Daha sonra diğer kurlar da gelecek. Aramıza yeni dostlarımız katılacak. Yumağımız büyüyecek. Avrupa Türklüğü kendi öyküsünü kendi yazacak. Eserler basılacak. Avrasya Yazarlar Birliği, Türk yurtlarında olduğu gibi Avrupa’da da Türkçe bakan, Türkçe gören yazarlar yetiştirmeye devam edecek.
Başta başkanımız Yakup ÖMEROĞLU hocam olmak üzere, Osman ÇEVİKSOY hocama, diğer hocalarımıza, teknik ekibe şahsım ve katılımcı dostlarım adına çok çok teşekkür ediyorum. Bizler için verdiğiniz emekler boşa gitmeyecek. Umarım ve dilerim bizlerle gurur duyacaksınız.
TANRI TÜRKÜ YAŞATSIN
Sır Yok Çalışma Var
Bu kitapta yer almayı başaran arkadaşlarımı ayrı ayrı kutluyorum. Ve diyorum ki…
Beni, güzel sözün gücüne babam inandırdı. Yazmaya ilkokul öğretmenim heveslendirdi. Yazdıklarıma ortaokul öğretmenlerim değer verdi. Kütüphane ve kitaplar girdi devreye. Sonra bir gazete sayfalarını açtı bana. Bunlar benim şanslarımdı. Çocuk yaşta gurbeti, yokluğu, hatta açlığı yaşamak; para kazanmak için çalışmak zorunda kalmak, yüreğe düşmüş bir çıngıyı yıllarca taşımak da şanslarım oldu. Diyebilirim ki şanslarım beni vaktinden önce büyüttü, olgunlaştırdı ve yalnızlaştırdı. Yalnızlığımı kiminle paylaşabilirdim ki… Başka seçeneğim yoktu, yazdım.
Benzer yaşanmışlıklar içinden düşe kalka –ama minnetsiz- geçip gelen sevgili hocalarım şair Ali Akbaş ve denemeci Hüseyin Özbay da şanslı olanlardandı. Biz üç hoca, başkanımız Yakup Ömeroğlu’nun da desteğiyle yazma sevdalılarına yardımcı olalım istedik. Avrasya Yazarlar Birliği çatısı altında başlattığımız atölye çalışmaları; yazarlığın kutlu çilesine talip olan yetenekli kardeşlerimize bir şans tanıma eylemiydi. Hayatın bize kavga gürültü, toz duman içinde öğrettiklerini başkalarıyla birlikte, bir kere daha öğrenecektik. Çok şükür eylem başarıya ulaştı. On iki yıldır yürüttüğümüz atölye çalışmalarımızla, “Mürekkebi Kurumadan” okumalarımızla, tanıtım ve imza toplantılarımızla, dergilerimizle, ortak ve müstakil kitaplarımızla edebiyat dünyamıza onlarca yazar, şair kazandırdık.
Son iki yıldır online atölyelerimizle Balkanlar’a (Makedonya, Kosova, Batı Trakya), bir yıldır da Türkiye’nin Ankara dışındaki şehirleriyle birlikte Almanya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelere de ulaştık. Yüz yüze atölyelerde olduğu gibi online atölyelerde de başarılı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. “Kardeş Sesler 2020 – Balkanlar” ve “Kardeş Sesler – 2020 Türkiye / Kuray” adlı ortak kitaplarımız bu atölyelerde üretilen eserlerin bir kısmını içermektedir. Her yıl ortak ve müstakil kitaplarımızın sayısı artmaktadır.
Bizi, her dönem başarıya götüren herhangi bir sırrımız yoktur. Ancak inançla, birlikte yaptığımız uyumlu çalışmalarımız vardır. Biz, atölye hocaları olarak; Ali Akbaş ve Sema Tanrıverdioğlu Ersöz şiirde, Hüseyin Özbay ve Azize Kaya denemede, Osman Çeviksoy ve Ataman Kalebozan hikâyede, Fatma Yangın Ekşioğlu çocuk edebiyatında katılımcılarımızla birlikte sadece çalışarak başarıya yürüdük.
Hemen her yeni döneme, genelde dilin, özelde Türkçemizin önemini, değerini düşünüp tartışıp güzel sözün gücüne inanarak başladık. Dilimizin kurallarını, inceliklerini, imkânlarını metne dayalı olarak yeniden öğrenip yeniden pekiştirirken yazma hevesimizi de artırdık. Türkçemizi etkili ve güzel kullanmayı, daha etkili ve daha güzel kullanmayı yaza yaza öğrendik. Bilgi ve tecrübemizi, farklı yazarlardaki farklı güzellikleri bulup uygulayarak geliştirdik. Acıyı, aşkı, yokluğu, mutluluğu, ayrılığı, yalnızlığı, insana özgü bütün halleri yazarken yaşayabilir hale geldik. Birlikte, uyumlu çalışmak vazgeçilmezimizdi. Çalışmalarımız sırasında kimseyle yarışmadık, amacımız sadece kendimizi geliştirmek oldu.
Sonuç olarak bugün Türkiye’de, Makedonya’da. Kosova’da, Almanya’da, Hollanda’da, Avusturya’da güzel hikâyeler, şiirler, denemeler yazılıyor; yarın daha güzellerinin yazılacağına inanıyoruz.
Mutluyuz, şükrediyoruz.
Çalışmalarıyla ortak kitaplarda yer alan arkadaşlarımızı bir kere daha kutluyor, gelecek dönemlerde müstakil kitaplarını okuyacağımıza inanıyorum.
Kelimelerin Hakkı
Kısa zamanda edebiyat adına, güzel Türkçemiz adına hep birlikte çok ve iyi çalışmalar yaptık. Bu çalışmaların en güzeli, en temeli edebiyatın taze kalemler kazanacak olmasıdır.
Bundaki başarıyı, kalem ordusunun bir ve beraber olarak kararlılıkla yürümesine borçluyuz.
Birlikte yer, zaman, mekân, kahraman, dil ve ifadeyi iyileştirmeye çalıştık.
Bakış açılarına beraber baktık.
Kahramanları birlikte konuşturduk.
Kelimeleri küstürmedik. Köprü yaptık.
Avrasya Akademi olarak amacımız; edebiyata yeni, kaliteli ve kalıcı eserler vermek niyetiyle yazar adaylarına yol göstermekti. Bu yolda onlara rehber olmak, iyi ve doğru yazmaya teşvik etmek bizdendi, yazmak onlardandı. Makedonya ve Kosova’dan katılan yazar adaylarıyla çalışmak, katkı sağlamak, beraber ilerlemek hem yorucu hem zevkli hem de verimliydi. Katılımcılarımızın yaşları küçük, kelimeleri büyüktü. Aldıkları eğitim etkisini gösterdi. Farkındalıkları arttı. Farkındalık arttıkça kelimeler; hikâyelerin giriş, gelişme, sonuç bölümlerinde yerlerini daha rahat bulur oldu ve yazılanlar güzel eserlere dönüştü. İyi hikâyelerini okudukça, ilerlemelerini gördükçe sevindik. Yazmayı çok ciddiye aldık. Böyle olması gerektiğine inandık.
Çünkü edebiyat bunu hak ediyor..
Atölye çalışmalarımızda sadece ders işlemedik; bizi üzen ya da sevindiren olayları da paylaştık. Erzincan depremini, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, korona dönemini birlikte yaşadık. Aramızda derin bağlar oluşturduk.
Avrasya Akademi Online Balkanlar Atölye çalışmaları, bu dönemini bitirdi ve yazar adaylarının eserleri ortak kitabımızda yerlerini aldı. Bunun sadece takvim üzerindeki bir bitiş olacağına inanıyoruz. Bu günden sonra da yazmaya devam etmeli, bağları koparmamalıyız. Yazdıklarımızı asla yeterli görmemeliyiz. Kendimizi yazma konusunda sorumlu tutmalı; daha çok, daha seri yazmak kararlılığında hatta