Gurur ve Ön Yargı. Джейн ОстинЧитать онлайн книгу.
doğru olabilir Louisa.” dedi Bingley, “Ama bütün bunlar benim gözüme hiç çarpmadı. Kanaatimce Bayan Elizabeth Bennet bu sabah odaya girdiğinde şaşılacak denli güzel görünüyordu. Kirli iç eteği gözümden kaçmış olsa gerek.”
“Siz görmüşsünüzdür Bay Darcy, eminim bundan.” dedi Bayan Bingley, “Ve sizin kız kardeşinizin böyle bir görüntü çizmesini istemeyeceğinizi düşünmek istiyorum.”
“Kesinlikle hayır.”
“Üç mil yürümüş olmak ya da dört veya beş, her neyse… Diz boyu çamur içinde ve yalnız, yapayalnız! Neyi kanıtlamaya çalışıyor ki? Bana kalırsa en rezilinden, burnu havada bir bağımsızlık gösterisi, tam bir köylü edepsizliği!”
“Onca yolu yürümesi kardeşi için endişelendiğini gösterir ki bu da çok ince bir davranış.” dedi Bingley.
“Bay Darcy, korkarım ki…” diye neredeyse fısıldayarak Bay Darcy’ye döndü Bayan Bingley, “Bu macera onun güzel gözlerine olan hayranlığınızı sarsmıştır.”
“Hiç de değil.” diye cevapladı Darcy, “Koşuşturmaktan dolayı pırıl pırıl olmuşlardı.”
Kısa bir sessizliğin ardından Bayan Hurst devam etti:
“Jane Bennet’a olan beğenim büyük, o gerçekten tatlı bir kız ve tüm kalbimle dilerim ki kısmetini bulsun, ama sanırım böyle bir anne babayla, böyle rezil akrabalarla hiç şansı yok!”
“Sanırım eniştelerinin Meryton’da yaşayan bir avukat olduğunu söylemiştiniz.”
“Evet, hatta bir de dayıları var, Cheapside civarında yaşıyor.”
“Şahane!” diye ekledi kız kardeşi ve her ikisi de kahkahayla güldüler.
“Tüm Cheapside’ı dolduracak sayıda dayıları da olsa…” dedi Bay Bingley yüksek sesle, “Bu onların saygınlığına bir leke getirmez.”
“Ama uygun bir erkekle evlenme şanslarını bariz biçimde düşürür.” diye karşılık verdi Darcy.
Bay Bingley cevap vermedi ama kız kardeşleri bu söze tüm içtenlikleriyle onayladılar ve sevgili arkadaşlarının pespaye akrabalarıyla bir süre daha dalga geçip eğlendiler.
Yine de şefkatli bir hâle bürünüp yemek salonundan çıktıktan sonra Jane’in odasına geçtiler ve kahve saatine dek onunla oturdular. Jane hâlâ çok hastaydı, Elizabeth de bir an olsun yanından ayrılmıyordu, ta ki akşamın geç saatlerinde kardeşinin uyuduğunu görüp rahatlayana dek. O zaman aşağı inmenin nezaketen gerekli olduğunu düşündü. Misafir salonuna girdiğinde herkes loo1 oynuyordu ve hemen onu da çağırdılar. Ancak oyunun büyük paralarla oynandığını düşünen Elizabeth teklifi geri çevirdi, bahane olarak da ablasını gösterip, aşağıda kısa süreliğine kitap okuyarak oyalanacağını belirtti. Bay Hurst büyülenerek ona baktı.
“Okumayı kâğıt oynamaya yeğliyor musunuz yani?” dedi, “Çok ilginç!..”
“Bayan Eliza Bennet, kâğıt oyunlarını bayağı bulur. Harika bir okuyucudur, başka bir şeyden zevk almaz.” dedi Bayan Bingley.
Elizabeth, “Ne böyle bir övgüyü ne de böyle bir yergiyi hak etmiyorum!” diye feryat etti, “Harika bir okuyucu değilim ben ve pek çok şeyden zevk alıyorum!”
“Ablanıza bakmaktan büyük bir zevk aldığınıza eminim.” dedi Bay Bingley, “Ve umuyorum ki yakında iyileştiği zaman bu keyif daha da artacak.”
Elizabeth ona yürekten bir teşekkür etti, sonra da üzerinde birkaç kitabın durduğu masaya doğru yürüdü. Bingley hemen ona kütüphanesindeki diğer kitapları göstermeyi önerdi.
“Keşke kütüphanem işinize yarayacak, benim de itibarımı zedelemeyecek kadar geniş olsaydı ama ben işsiz güçsüz adamın biriyim ve çok sayıda olmasa da okuduğumdan fazla kitabım var.”
Elizabeth ona odadakilerin fazlasıyla yeterli olduğunu söyledi.
“Babamın bu kadar ufak bir kütüphane bırakmış olması beni çok şaşırtıyor. Sizin Pemberley’deki kütüphaneniz ne muhteşem, Bay Darcy!” dedi Bayan Bingley.
“Öyle olmak zorunda.” diye cevap verdi Darcy, “Kaç neslin eseri var orada.”
“Sonrasında siz de pek çok ekleme yaptınız, sürekli kitap alıyorsunuz.”
“Böyle bir çağda bir aile kütüphanesini ihmal etmeyi benim aklım almıyor.”
“İhmal etmek mi? Eminim ki siz o asil yere katkısı olabilecek hiçbir şeyi ihmal etmiyorsunuzdur. Charles, sen kendi evini inşa ettiğinde bunun Pemberley’dekinin yarısı kadar güzel olmasını dilerim.”
“Dilerim ki öyle olur.”
“Yalnız ben gerçekten de ev satın alırken o bölgeyi seçmeni, Pemberley’yi de model almanı tavsiye ederim. İngiltere’de Derbyshire’dan güzel bir bölge yok.”
“Büyük bir zevkle… Eğer Darcy satacak olursa Pemberley’nin tamamını satın alırım.”
“Ben senin yapabileceğin şeylerden bahsediyorum Charles.”
“Tanrı aşkına Caroline, bence Pemberley’yi satın alarak elde etmek, taklit etmekten daha akla yatkın.”
Elizabeth olana bitene kendini öyle kaptırmıştı ki önce kitabına olan ilgisi dağıldı, sonra da onu tamamen elinden bırakıp oyun masasına yaklaştı ve Bay Bingley ile en büyük ablasının arasına geçip oyunu izlemeye koyuldu.
Bayan Caroline Bingley, Darcy’ye, “Küçük kız kardeşiniz ilkbaharda görüştüğümüzden bu yana boy attı mı? Acaba boyu benimki gibi uzun olacak mı?” diye sordu.
“Sanırım evet. Şu anda Bayan Elizabeth’in boylarında veya biraz daha uzun.”
“Onu yine görmeyi öyle isterim ki! Beni bu kadar neşelendiren biri daha olmadı hiç. O nasıl bir yüz ifadesidir, onlar nasıl tavırlardır! Yaşına göre de ne becerikli! Piyanodaki başarısı olağanüstü!”
“Hayran olmamak elde değil…” dedi Bay Bingley, “Genç hanımlar bu kadar becerikli olmak için gereken sabrı gösteriyor ve bunu başarıyor.”
“Tüm genç hanımlar becerikli mi? Charles, ne demek istiyorsun?”
“Evet, bence hepsi. Tüm hanımlar masa boyuyor, gergef işliyor ve çanta örüyorlar. Neredeyse bunları yapamayan hiç kimse tanımıyorum ve kendisinden ilk bahsedildiğinde ne kadar becerikli olduğu söylenmeyen tek bir genç hanım bile görmedim ben.”
“Beceriyle ilgili genel görüşün çok doğru noktalar içeriyor. Bu sıfat, gergef işlemek ya da çanta örmekten başka bunu hak edecek bir şeyi olmayan pek çok kadına layık görülüyor. Ama hanımlarla ilgili bu görüşüne pek de katıldığımı söyleyemem. Tanıdıklarım arasında gerçekten becerikli olanların sayısı yazıktır ki yarım düzineyi geçmez.” dedi Darcy.
“Bence de.” diyerek onu onayladı Bayan Bingley.
“O zaman…” dedi Elizabeth, “Becerikli kadın anlayışınız hayli kapsamlı olsa gerek.”
“Doğru, kapsamlı.”
“Ah, kesinlikle!” diye bağırdı Darcy’nin avukatı Caroline, “Her gün karşılaştığımız alelade değerlerden bir fazlasına sahip olmadıkça kimse becerikli sayılmaz. Bir kadının bu iltifatı hak etmek için müzik, şarkı, resim, dans ve modern dillere hâkim olması gerekir, ayrıca bunların yanı sıra havasında, yürüyüşünde, ses tonunda, konuşmasında ve ifadesinde
1
Loo: Anterloo olarak da bilinen, 17. yy Fransa’sı kökenli bir çeşit kart oyunu (ç.n.).