Bozkırın Sesi: Tölögön Kasımbekov. Анонимный авторЧитать онлайн книгу.
Mekânın insan psikolojisi üzerindeki olumsuz etkisine örnek olacak bu satırlar insanoğlunun ne kadar vahşileşebileceğinin de göstergesidir. Toktogul’un esareti yaşadığı Sibirya’daki hapishane, yalıtıcı özelliğiyle korku ve endişe verici labirent mekâna dönüşür;
Aç karın, ince giyim, soğuk hava… Esir kalanların çoğu dayanamayarak sonbahara kadar vefat ettiler. Hiç ara vermiyorlardı, bir dizi olarak yere düşen insanları toprağa vermeye değil, eğilip bakmaya bile niyetleri yoktu. Kamçı ile vuruyor, yanlış bir hareket yaparsan ateş ediyorlardı. Nihayet İrkutların hapishanesine geldik. Geceleyin taş mağaranın içindeydik. Gündüz ağaçları kesiyorduk, yolları kazıyorduk. Sadece biz varız zannediyorduk; ama esir düşen Ruslar bizden de çok sayıda. Beraber zulüm gördük. Art arda insanlar ölüyordu. O ölen insanlara bakarak ve ‘keşke biz de öyle canımızı teslim ederek kurtulsak’ diyorduk…59
Romandaki açık/geniş mekanlara örnek ise hürriyet umuduyla yeşerir. Yıllardır yaşanan baskı ve zulüm sonucu vatan topraklarından uzaklaştırılan, yok edilmek istenen halk, Rusya’da gerçekleşen devrimin getirdiği hürriyet fikriyle heyecana kapılır. Bu mutluluk ve heyecanla halk sokağa dökülür. İki yüz bin kişi, Kokon şehrinde toplanarak bağımsızlıklarını kutlarlar. Bir zamanlar kanlı savaşların tanığı olan şehir, halkın sevinç gözyaşlarına tanıklık eder; “uzun yıllardır hüküm süren sömürgeciliğin sona ermesinden sonra zulüm gören Türkistan halkı artık kendi bağımsızlığını kazandı. Gökten gelmiş bir hediye olduğunu düşünerek halk şaşırıyordu. İnanamadılar, inanamadıklarından dolayı gözyaşı bile döktüler. (…) “Türkistan’a özerklik verilsin!” bayrakta yazan yazıya sevinen halk meydana çıktı. Birbirlerini tanımayan insanlar birbirlerini kucakladılar.”60 Bu işgale ve baskıya karşı koymaya çalışan Kırgız halkı, hürriyet düşüncesinin verdiği mutlu anları da toplu halde “birbirlerini kucaklayarak” kutlarlar.
Tölögön Kasımbekov’un bu dört tarihi romanı dışında kaleme aldığı sosyal konulu romanı Cetilgen Kurak yani Türkiye Türkçesine “Olgun Nesil”61 olarak aktarabileceğimiz romanıdır. Yazar, Olgun Nesil romanında sosyalizmin gerçeklerini anlatmaya çalışır. Romanın başkişisi Esen adlı genç, üniversiteden mezun olduktan sonra kendi köyünde Rus dili öğretmeni olarak işe başlar. Esen, öğrencilere iyi eğitim vermeyi, dürüstlüğü, ahlakı, insanlığı öğretmeyi amaç edinerek okula geldiği ilk günden itibaren farkındalık yaratır. İyi niyeti ile çalışan Esen, okuldaki yöneticilerin hatalarını görünce dayanamaz. Her şeyi açıkça yüzlerine söyler, okulun bütün işlerinin yolunda gitmesi için çabalar. Fakat Esen’in bu çabaları okul müdürünün ve diğer öğretmenlerin hoşuna gitmez ve ona kin beslerler. Okul müdürü Biybala, Baymat ile Corokul’u Esen’e karşı kışkırtır. Esen hakkında aslı olmayan dilekçe yazılır. Fakat adalet yerini bulur ve kurulan tuzak ortaya çıkar. Romanda Esen ile öğrencisi Aliyma’nın aşklarından da bahsedilir. Romanda mekân algısı başkişi Esen’in etrafında şekillenir.
Yazar, Esen’in çocuklukta yaşadığı zor günleri anımsatır. Esen’in annesi Kanım, Babası savaşa giden aç oğluna yedirecek hiçbir şey bulamaz, ocakta taş kaynatarak onu oyalar. Oğluna yedirecek bir lokma ekmek bulamayan zavallı kadın ve oğlu için mekân darlaşır;
Eskiden senin gibi bir çocuğun karnı acıkmış diyerek Esen’i oyaladı, yiyecek bir şeyleri yokmuş, ne yapacaklarını şaşırmışlar, bizim gibi annesiyle ikisi. Sonra annesi kazana taşları koyup kaynatmış. Çocuğu çok ağlıyormuş, kötüymüş. Sen iyi çocuksun değil mi? “Acıktım” diye tekrar tekrar ağlıyormuş. Annesi zavallı “az kaldı oğlum, dayan şimdi pişecek!” diye oyalıyormuş. Ben ağlamayacağım değil mi anne? Sen kahraman çocuğusun, güçlüsün yavrum! dedi Kanım. Annesi taşları saatlerce kaynatmış. Oğlu da ağlaya ağlaya uyuya kalmış. Sonra annesi de yorulmuş, o da aç değil mi zaten, kazanın kapağını açmış, Allah’ın bir mucizesi olmuş, taşların yemeğe dönüşüp, piştiğini görmüş! Sen de bu gece taş kaynat anne. Ekmeğe dönüşsün.62
Aç kalan anne ile oğlu için huzurlu yuvaları labirent mekâna dönüşür. Romandaki bu sahne bile ne kadar zor günler yaşandığının göstergesidir. Babasından sonra annesinin de ölümüyle hayatta tutunacak dalı kalmayan ve Rus yetimhanesinde büyümek zorunda kalan Esen için hayat oldukça zor olur.
Romanda açık/geniş mekâna örnek olarak Esen ve öğrencisi Aliyma arasındaki aşk arzusu verilebilir. Esen Aliyma ile doğanın ve aşkın kucağında mekânla bütünleşerek huzuru bulur;
Esen; Aa, elmalar varmış! dedi ilgilenerek. Aliyma eğilerek; Ondan daha derine bakın hocam! – dedi alçak sesle, bir taraftan suyun sesi onun sesini boğarak. “Ondan daha derine? Ne var ki oranın dibinde?” diye Esen gölün diplerine doğru bakmaya başladı. O da sevinçle; Ne güzel! deyiverdi. Meğer suyun içinde karnı sarı, gövdesi karabalıklar bazen kaçarak bazen de suyun akışına kendilerini bırakarak yüzüyordu. Bir hayli zaman izlediler.63
Başkişi Esen ile Aliyma’nın birbirlerine âşık olduğu anlar, mekânın güzelleştiği anlara denk gelir. Mekânın huzur verici etkisi Esen ile Aliyma’nın gönlünün bütünleşmesinde önemli bir etkendir.
Mekân anlatıların kurgusunda önemli bir unsurdur. Yazar eserini oluştururken belleğinde mekân tasvirlerini diğer unsurlarla birlikte tasarlar. Mekânın insan ruhu üzerinde olumlu ve olumsuz etkisi vardır. Anlatıların yapısal çözümlenmesinde mekân incelemesi de önemli yer tutar. Bu çalışmada Kırgız tarihi romancılığının kurucusu kabul edilen Tölögön Kasımbekov’un hikâye ve romanlarında mekân algısı incelenmiştir. Yazarın romanlarını yazmadan hazırlık dönemi olarak nitelendirebileceğimiz gençlik dönemi hikayelerinde mekân algısı değişkenlik gösterir. Hacimli olmayan bu hikayelerinin çoğunlukla Tölögön Kasımbekov’un hayatından izler taşıdığını söylemek mümkündür.
Kasımbekov’un nehir roman tarzında yazdığı Kırılan Kılıç, Kırgın, Baskın ve Kelkel romanları Rusların Türkistan’ı işgali ve sonrası üzerine kurulmuştur. Tölögön Kasımbekov tarihi romanlarını arşiv belgeleri ve canlı şahitlerden yararlanarak tarihi gerçekler üzerine kurgulamıştır. Acının ve gözyaşının coğrafyası olan Türkistan’da mekân da daha çok kapalı/dar mekân özelliği göstermiştir. Az da olsa açık/geniş mekâna da yer verilmiştir. Yazarın bireysel izlekli romanı Olgun Nesil romanında ise mekân baş kişi Esen’in ideolojik çabaları ve öğrencisi Aliyma ile yaşadığı aşk ilişkisi etrafından şekillenmiştir.
“Cetim Bolup Cetilgen Tölögön Kasımbekov”. Erkin Too, 18 Mart 2011, Bişkek
Adler, Alfred. Sosyal Duygunun Gelişiminde Bireysel Psikoloji. Çev. Halis Özgü, İstanbul: Hayat Yayınları, 2002.
Azap, Samet. Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser. Ankara: Bengü Yayınları, 2016.
Kasımbek, Tölögön. “İntellekt Çıgarmaçılık cana Turmuş”. Adabıyat, Bişkek, 2005, S. 1.
Kasımbek, Tölögön. Kırılan Kılıç I (Han Sarayı). (Çev. İbrahim Atabey; Saadettin Koç), Ankara:
59
Kelkel, Birinci Kitep, s. 134.
60
A.g.e., s. 63.
61
Azap, a.g.e., s. 218.
62
Şule Özçoban. “Tölögön Kasımbekov’un “Cetilgen Kurak” Adlı Eserinin Türkiye Türkçesi’ne Aktarılması ve Eserin Söz Varlığı Üzerinde İncelemeler”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fatih Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011, s. 392.
63
Özçoban, a.g.t., s. 382