Karakalpak Halk Masalları. Анонимный авторЧитать онлайн книгу.
demiş Asan Genje.
– Tamam, demiş padişah. Sonra da Asan Genje’ye Birinci şartını anlatmış. Sonra da yarın gelip birinci şartı yerine getirmesi gerektiğini söylemiş.
Ertesi gün şartı yerine getirmek için Asan Genje söylenen yere gelmiş. Meydan çok kalabalıkmış. Asan Genje’nin tek başına o kadar insanın arasındaymış. Padişah:
– Haydi, şartı yerine getir, demiş. Asan Genje Miskal Peri’nin söylediği gibi yapmış. Böylelikle birinci şartı yerine getirmiş. İkinci şartı üç gün sonra yerine getirmesi gerekiyormuş. Ancak, Asan Genje padişaha:
– İkinci şartı söyleyin. Yarın yerine getireceğim, demiş. Padişah:
– Şehrin dışında bomboş bir yere bir batman darı saçtıracağım. Darının sayısı belli, o darıları akşamleyin başlayıp sabaha kadar toplayacaksın. Bir batmandan bir tane bile eksik çıkarsa ölümle cezalandırılacaksın. Eğer bunu başarabilirsen, ikinci şartı yerine getirmiş olacaksın, demiş. Asan Genje evine gelmiş. Düşünürken karıncaların verdiği işareti hatırlamış. Sonra Miskal Peri’nin yanına gitmiş. İkisi oturup uzun uzun konuşmuşlar. Tan atıp sabah olduğunda Asan Genje padişahın şartını yerine getirmek için padişahın söylediği yere gitmiş.
Söylenen yere darı getirilmiş. Asan Genje’nin gözünün önünde ölçülmüş ve sayılmış. Sonra boş bir yere darıyı saçmışlar. Padişah ve adamları gitmiş. Gün batıp karanlık çökmüş. Asan Genje karıncanın işaret için verdiği şeyi yakmış. Bir anda her yer karıncayla dolmuş. Karıncaların padişahına yapmaları gerekeni anlatıp iki saatte karıncaların şartı yerine getirsin, demiş.
Karıncaların padişahı şartı yerine getirmeleri için karıncalara emir vermiş. Karıncalar aradan bir saat geçmeden darıları toplamışlar. Darıları tartmışlar ve saymışlar. Saydıklarında bir darı eksik çıkmış. Bütün karıncalar o bir darıyı aramışlar ama bulamamışlar. Karıncaların padişahı karıncaların hepsini toplamış. Bir karınca ortada yokmuş. O karıncayı aramaya başlamışlar. Kayıp karıncayı bulmuşlar. O karıncanın ayağına taş düşmüş, ayağı aksadığı için darısı ağzında geç kalmış.
Böylelikle darıların kilosu da sayısı da tamalanmış. Asan Genje karıncalara izin verip göndermiş ve darılara yaslanarak uyumuş.
Sabah padişah adamlarıyla geldiğinde Asan Genje uyuyormuş. Onu uyandırıp topladığı darıları saymışlar, tam çıkmış. Teraziye koyup tartmışlar yine tam gelmiş. Böylece ikinci şartı da yerine getirmiş, Asan Genje.
Padişah üçüncü şartını şöylemiş:
– Şehrin dışındaki bir dağda bir ejderha var. O ejderha şehri yutmaya hazırlanıyor. Onu öldürüp halkı beladan kurtaracaksın, demiş.
Asan Genje bu şartı yerine getirmek için hemen o gün yola çıkmış. Dağa varıp kaplanın verdiği kılı yakmış. Kaplanlar hemen gelmişler. Asan Genje padişahın şartını onlara söylemiş ve kendisi dağın bir bir kenarında beklemeye başlamış. İki kaplan ejderhanın iki tarafına geçmiş. Birincisi ejderhayı alıp ikincisine doğru fırlatmış. İkincisi de eline alıp birincisine fırlatmış. Sonunda ejderhayı öldürmüşler. Asan Genje ejderhayı iki kaplanın üstüne yükleyip kendisi de en üste oturup şehre gelmiş. Şehir halkı görünce “Ejderha şehri yutmaya geliyor.” diye çığlıklar atılmış ve herkes bulduğu deliğe saklanmış. O sırada padişah bayılmış. Asan Genje ejderhayı padişahın sarayının önüne bırakmış. Sonra Asan Genje padişahın huzuruna çıkmış. Padişah da o sırada daha yeni ayılmıştır. Asan Genje:
– Şartı yerine getirdim, demiş.
Padişah Miskal Peri’yi Asan Genje’ye vermiş. Padişah kırk gün, kırk gün gece düğün yapmış. Asan Genje padişahın has damadı olmuş. Asan Genje ile Miskal Peri evlendikten sonra yedi yıl bu padişahın ülkesinde yaşamışlar. Bir tane de çocukları olmuş.
Bir gün Asan Genje’nin aklına anne babası, kardeşleri, akrabaları ve yaşlı kadına verdiği söz gelmiş. Asan Genjei Miskal Peri’ye:
– Artık yurduma dönmek istiyorum. Gidelim, arada geliriz demiş. Miskal Peri bunu kabul etmiş. Sonra padişahtan izin isteyip çocuklarını da yanlarına alarak yola çıkmışlar. Padişahın askerleri ülkenin sınırına kadar onlara eşlik etmişler.
Asan Genje çok yorulmuş. Sınırı geçtikten sonra bir kenara çadır kurarak dinlenmişler. Sonra da derin uykuya dalmışlar.
Miskal Peri’nin ülkesinde üç haydut varmış. Onlar Miskal Peri’ye ölesiye âşıkmış. Ancak kızı almanın bir yolunu bulamamışlar. Bu üç haydut onları takip ederek Miskal Peri’yi kaçırmak için bir fırsat gözlüyorlarmış.
Asan Genje ile Miskal Peri uyurlarken haydutlar Asan Genje’yi bağlayıp Miskal Peri ile çocuğu atlarına bindirip kaçırmışlar. Aradan üç gün geçtikten sonra Asan Genje uykusundan uyanmış. Sağına soluna baktığında karısı ile çocuğu yanında yokmuş. Atlar da yokmuş. Elleri de bağlıymış. Kötü bir şeylerin olduğunu anlamış. Sonra yaya olarak dilenci kılığında Miskal Peri’yi aramaya çıkmış. Aradan bir ay geçtikten sonra babasının şehrine varmış. Şehirde padişah ölmüş ve padişahın yerine başka bir padişah seçmek için devlet kuşu uçuruyorlarmış. Devlet kuşu gelip Asan Genje’nin başına konmuş. Padişahın vezirleri bir dilencinin başına kondu deyip kabul etmeyerek kuşu tekrar uçurmuşlar. Kuş yine Asan Genje’nin başına konmuş. Sonunda halk Asan Genje’yi padişah olarak seçmiş.
Asan Genje padişah olduktan sonra “Kim haydut olduğunu ve yaptığı haydutlukları söylerse hazineden altın vereceğim.” diye ilan verdirmiş. Bunu duyan haydutlar işledikleri suçları anlatarak padişahtan altın almışlar. Haydut olmayanlar da yalan söyleyerek altın almışlar. Ülkedeki bütün haydutlar gelmiş ama Miskal Peri’yi kaçıran haydutlardan haber yokmuş. Padişah cellâtlarını toplayıp:
– Ülkede başka haydut var mı, diye sormuş. Cellâtlardan biri:
– Dağın eteğinde üç haydut var. Onlardan başka bütün haydutlar geldi, demiş. Sonra o üç hayduta adam gönderip getirtmiş. Haydutlar geldikten sonra padişah:
– Anlatın, ne haydutluklar yaptınız, demiş.
– Hayatımız boyunca yaptığımız haydutluklar o kadar çok ki bunların hepsini mi anlatalım yoksa hepsinden büyük bir haydutluğumuz var, onu mu anlatalım diye sormuşlar.
– Sonuncusunu anlatın, demiş padişah.
– Bizler bu ülkenin senden önceki padişahının kızı olan Miskal Peri’yi kaçırdık. Kocası uyuyordu orada bıraktık. Miskal Peri’yi getirdikten sonra üçümüz de almak için birbirimizle tartıştık ama o hiçbirimize varmayacağını söyledi. Şimdi bacımız oldu, demiş haydutlar.
Asan Genje hemen haydutları zindana attırmış. Cellâtlarına da Miskal Peri’yi getirmelerini emretmiş. Cellâtlar Miskal Peri’yi getirmişler. Miskal Peri Asan Genje’yi tanıyamamış. Asan Genje onu ıssız bir yere götürüp yüzündeki perdeyi açmış ve Miskal Peri Asan Genje’yi tanımış. Çok mutlu olmuşlar. Padişahlığı vezire bırakarak gece yarısı kimseye belli etmeden çocuklarını da alıp yaşlı kadına doğru yola çıkmışlar. Birkaç gün yol gittikten sonra yaşlı kadının evine yaklaşmışlar. Yaşlı kadın aslında cadıymış. Miskal Peri Asan Genje’ye:
– Ben burada kalayım, sen cadının evine var. Cadı damın tepesinde oturmuş ikimizin yolunu gözlüyor. Damın başına çıkılan merdivende bir güvercin var. O güvercini cadıdan önce yakalayıp başını kopar. Sonra