60'lardan Günümüze Azerbaycan Hikâyesi. Анонимный авторЧитать онлайн книгу.
bakıma onun hikâye dâhilindeki yaratılış misyonunu vermektedir. Hikâyeye adını da veren Kızbike küçük yaşlardan itibaren çok iyi eğitim almıştır. Aldığı eğitim yanında örfî anlamdaki gelişimini de lâyıkıyla sürdürmüş, manevi anlamda da toplum içinde saygın bir yer edinmiştir:
“Ülkenin en güzel kızı, yaşı bulûğa erdiğinde birkaç yıl ateşgâha gelmeli, kutsal ateşe hizmet etmeliydi. O, kutsal ateşe hizmet ettiğinde kendisi de kutsal olurdu. Ülkenin oğul ve kızları, ana babalar, gelinler gelip ona tapınıp, hastalar ondan şifa; çocuğu olmayanlar evlât, arzusuna erişemeyenler sevdiklerine kavuşmayı diliyorlardı. Kızın ateşli elbisesi, ateşin kutsal alevleri gibi kırmızı ve mavi renge çalıyordu. Gönlü yansa da o, kutsal ateşten ayrılmadan ülkesinin, milletinin geleceği için saadet arzuluyordu. Kız bu hizmetlerinin karşılığında ülkenin en yiğit, cengâver erkeğine gidebilirdi. Böyle bir saadet Kuşlu Han’ın kızı Kızbike’ye nasip olmuştu” (Caferzade, 2020, s. 46).
Kızbike’yi bu hikâyede sıradışı kılan yönü, sözünü ettiğimiz olumlu kadın vasıfları yanında aynı zamanda savaşçı bir cengâver olmasıdır. Bir kadına has hususiyetlerin yanında Kızbike cesareti, bağımsızlığa olan düşkünlüğü, ileri görüşlülüğü ve gerektiğinde vatanı ve milleti uğrunda savaşmayı bilmesiyle adeta “Amazon Kadını” (Eyvazlı, E.T.07.03.2020) ruhunu temsil eder. Hikâyenin temel kahramanı Kızbike cenk meydanındaki her döğüşüne rengârenk kıyafetler giyerek gelir ve düşmanların en güçlü pehlivanlarını yere serer. Gücü Ayaz’a da kolaylıkla yetecek iken ona kıyamaz. Düşmanlar ülkelerine saldırdığında Kızbike milletine öncülük eder. Güzelliği ve zarafeti yanında o zor zamanlarda milletinin başına gelen felâketin üstesinden gelmeyi başaracak güce de sahip bir kadın olarak tasvir edilir. Kızbike’nin istiklâliyete olan bağlılığı o derece güçlüdür ki sevgilisi Ayaz’ı öldürdükten sonra, düşman askerlerine esir düşmek veya onlar tarafından öldürülmektense kendisini kuleden aşağı atarak ölmeyi tercih eder. Bu tercih sadece sevgilisini kaybetmenin verdiği bir aşk acısından değil istiklâle olan bağlılıktan kaynaklanır.
Kızbike hikâyesinin kahramanları arasında bir ‘tip’ olarak nitelendirebileceğimiz yegâne şahsiyet ise Kızılkaya’dır. O geleneksel anlatılardan özellikle destanlarda sıklıkla görülen “Bilge” tipinin bu hikâyedeki izdüşümüdür. Akil adamlar olan aksakallar en kritik zamanlarda aldıkları hayati kararlarla kadim Türk toplumundaki bilge insanları temsil ederler. Zalim hükümdarın ölümü sonrasında devletin başına aklı ve dürüstlüğü ile bilinen Kuşlu Han’ı seçmeleri; Kuzey’in devlete isyan edeceğini öğrendiklerinde onu sürgüne göndermeleri gibi kararlar aksakalların bu tür faaliyetleri arasındadır. Bu itibarla Kızılkaya, Kızbike ile birlikte ferasetli Azerbaycan insanını yansıtır. Aksakal Kızılkaya devlet aklını, serinkanlılığı, itidali ve aklıselimi sembolize eder. İyilerin akıl hocası ve yönlendiricisi Kızılkaya, Azerbaycan Türklüğünün kimliğini yansıtan bir şahsiyet olarak Kuşlu Han’ın yönetime getirilmesinde, Kuzey ülkeye saldırdığında verilecek olan mücadelede önemli rol oynar ve dahası âşıklar Kızbike ile Ayaz’ın çocukluk dönemlerinde bile bir eğitici olarak var edilir.
Hikâyede açık mekân hâkimiyeti olsa da ateşgâh olarak adlandırılan mabet ve esere adını veren “kule” kapalı mekân olarak öne çıkan yerlerdir. Açık mekân ise en temelde hikâyedeki olayların yaşandığı ve adı belirtilmeyen ülkedir. Hikâyeye adını da veren kapalı mekânının yapılış gayesi şöyle verilir:
“Düşmanın ordusu çoktur. Onlar yurdumuzu talan etmek, ana bacılarımızı kırıp geçmek istiyorlar. Sağlam bir kule yapalım, muhterem Kızılkaya! Emredin mabedin yanındaki yüksek tepenin üstüne bir taş getirilsin. Alınamaz kuleyi buraya inşa etmeliyiz. Hem su yakında hem de düşman gözümüzün önünde olur. Mevkisi güzeldir, her taraf görünür” (Caferzade, 2020, s.45).
Hikâye “dramatik son” olarak nitelendirebileceğimiz bir tarzda sona erdirilir. Eserde verilen büyük aşk vuslat ile değil hazin şekilde bir ölümle sonlanır.
Eserin en özgün tarafı metinlerarası ve edebî türler arası alanda kendisini göstermektedir. Bu hikâye çağdaş bir yazar tarafından modern zamanlarda kaleme alınmış olsa da gerek kurgusu, gerek muhtevası, gerekse dil ve anlatım özellikleri itibariyle şifahi halk edebiyatı türlerinden yer adlarıyla bağlı efsanelerden ve kısmen de halk hikâyelerinden önemli ölçüde izler taşımaktadır. Bu bağlamda modern hikâye yaklaşımıyla ele aldığımızda bu hikâyeyi bir “olay hikâyesi” olarak görebiliriz. Ancak Kızbike-Kız Kulesi’ni halk edebiyatı nesir türleri dâhilinde efsane ya da halk hikâyesi olarak tanımlamak da mümkündür. Yer adlarıyla ilgili efsaneler kapsamındaki tasnife göre bu hikâyeyi “yerleşim yerini fetheden ya da kuran kahramanın adlarının yerleşim yerlerine ad olması” (Gönen, 2004, s. 88) olarak açıklanan alt gruba dâhil etmek mümkündür.
Modern Azerbaycan Edebiyatı’nda tarihî romanları ile adından söz ettiren Azize Caferzâde, Azerbaycan’ın kadim tarihî eserlerinden ve Bakü’nün âdeta sembolü olan Kız Kulesi’nin geçmişine dâir kaleme aldığı bu hikâyesinde Halk Edebiyatı’nın yer adlarıyla ilgili efsanelerinden önemli oranda esinlenmiş ve istifade etmiştir. Folklor malzemesinden beslenen bu hikâye tarzıyla o, Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı’nda özgün bir yer edinmiştir. Caferzâde’nin edebî yaratıcılığındaki bu karakteristik yönünü şifahi türlerle klasik hikâye ve romanı sentezleme çabası olarak yorumlamak mümkündür. Caferzâde’nin daha ziyade hikâyelerinde tatbik ettiği bu tarzı yansıtan en tipik örneklerden biri de “Kızbike-Kız Kulesi”dir.
“Kızbike-Kız Kulesi”, Bakü’nün en önemli mimari eserlerinden biri olan Kız Kulesi’nin inşa fikrini ve yapılışını kadim Azerbaycan gelenekleriyle birleştiren ve temeline hazin bir aşk’ı yerleştiren bir hikâyedir. Başkahraman Kızbike adını Kız Kulesi’ne vermiş ve ölümsüzleşmiştir. Elbette Kız Kulesi’ne atfedilen birçok folklorik anlatı mevcuttur ancak bu hikâyeyi farklı kılan yönü çağdaş bir yazar tarafından kurgulanmış ve kaleme alınmış olmasıdır.
Hikâyenin kahramanları simgesel değerleri ile anlam kazanan kişilerdir. Bu bağlamda özellikle Kızbike, Azerbaycan kadınına dair başat bir figür olarak öne çıkar. O vatanı ve milleti uğruna, âşık olduğu kişiden vazgeçecek derecede vatansever bir kimliğe sahiptir. Bir başka ifadeyle hikâyede vatan ve millet sevgisi aşk gibi beşeri duyguların üstünde tutulur; Kızbike’nin şahsında sembolize edilen Azerbaycan kadınının vatan, millet, âdet ve ananeleri bir üst değer olarak yüreğinde taşıdığı gösterilir.
Bayram, P. (2013). Azize Caferzade Hayatı, Edebi Şahsiyeti, Hikâyelerinin İncelenmesi. Ankara: Akçağ.
Boratav, P. N. (1982). Folklor ve Edebiyat. İstanbul: Adam.
Caferzade, A. (2020, Bahar). Kızbike-Kız Kulesi. (İ. Özgür, Akt.). Edebice, 22, Yıl:4, 45-47.
Ceferzade, T. (2019, 4 Eylül). Anam Yegane Övladını İtirib (Müsahibe). Erişim tarihi: 06.03.2020 https://kulis.az/news/21449
Çetin, N. (2015). Roman Çözümleme Yöntemi. Ankara: Akçağ.
Dervişcemaloğlu, B. (2004) .Anlatıbilime Giriş. İstanbul: Dergâh.
Eliyeva, A. (2000). Ezize Ceferzadenin Bedii Yaradıcılığı. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Bakı: Bakı Dövlet Universiteti.
Eyvazlı, G. (2019, 19 Haziran ). Amazon Ruhu – Ezize Ceferzade. Erişim tarihi: 07.03.2020, https://edebiyyatqazeti.az/news/edebi-tenqid/3915-amazon-ruhu-ezize-ceferzade
Ferecov, S. (2017, 1 Eylül) Edebi Âlemde Yaşayan Ve Sevilen –