Эротические рассказы

Oz Diyarı: Teneke Woodman. Лаймен Фрэнк БаумЧитать онлайн книгу.

Oz Diyarı: Teneke Woodman - Лаймен Фрэнк Баум


Скачать книгу
basit.” diyerek çocuğun sorusunu cevapladı Teneke Adam.

      “Cebimde Oz’un haritası var.” diye ısrar etti çocuk. “Ve haritaya göre Winkie Ülkesi Oz’un batısında, Munchkin Ülkesi ise doğuda. Yani arada Emerald şehri var.”

      “Doğru ama doğudan, Gillikin Ülkesi üzerinden gidersek Emerald şehrinin etrafından dolanabiliriz.” diye açıkladı Teneke Woodman.

      “Tehlikeli bir yolculukta olduğumuz belli oldu.” diyerek cevapladı çocuk. “Gillikin Ülkesi’nin en üst köşelerinden birinde, Oogaboo’ya yakın bir yerde yaşarken, oradaki insanlarla tanışmaktan çok hoşlanmayacağımı söylemişlerdi. Ben de yolculuğum boyunca onlardan hep uzak durmuştum.”

      “Bir gezgin, hiçbir şeyden korkmaz.” dedi Korkuluk. Komik bir şekilde sallana sallana yürüyor ama arkadaşlarının gerisinde de kalmıyordu.

      “Korku insanı korkak yapmaz.” dedi Woot, yüzü kıpkırmızı olmuştu. “Tehlikelerden uzak durmanın onları alt etmekten daha kolay olduğunu düşünüyorum. Cesur ve kararlı da olsan en iyi yol en güvenli olandır.”

      “Endişelenme, kuzeyin o kadar uzaklarına gitmeyeceğiz.” dedi Kral. “Yolumuzdan çok fazla sapmadan Emerald şehrinden uzak durmalıyız. Emerald şehrine yaklaşınca güneye yani Korkuluk ve benim bir sürü dostumuzun bulunduğu Munchkin Ülkesi’ne doğru döneceğiz.”

      “Gillikin Ülkesi’nde biraz gezmiştim, şunu söylemeliyim ki orada bazı tuhaf insanlarla tanışmıştım ve hiçbirinden bir zarar görmedim.” dedi Korkuluk.

      “Bana göre hepsi aynı.” dedi Woot, her zamanki umursamaz tavrıyla. “Tehlikeler, kaçınılmaz olduklarında ilgi çekici olurlar, bu yüzden gitmeye cesaret edeceğiniz her yere gelmeye hazırım.”

      Böylece, yürüdükleri yoldan saparak kuzeydoğuya doğru yola koyuldular. Tüm gün boyunca o şirin Winkie Ülkesi’ndeydiler ve karşılaştıkları herkes Kral’ı saygıyla selamlayarak yolculuğunda şans diledi. Gece olunca bir evde durdular. Evde çok güzel ağırlanmışlardı ve Woot’un uyuması için de rahat bir yatak bulmuşlardı.

      “Korkuluk ve ben, geceleri de gündüzleri olduğu gibi seyahat edebiliriz ancak grubumuzda etten birisi olduğu için geceleri durup uyumasına izin vermeliyiz.” dedi Teneke Woodman.

      “Bir günlük seyahatin ardından, et yorulur.” diye ekledi Korkuluk. “Ama saman ve teneke hiç yorulmaz. Bu da demek oluyor ki biz, sıradan insanlardan bir şekilde daha üstünüz.”

      Woot yorulduğunu inkâr edemezdi, sabaha kadar mışıl mışıl uyudu. Sabah olduğunda karşısına çok güzel bir kahvaltı getirilmişti.

      “Siz ikiniz bunlardan yemeyerek çok şey kaçırıyorsunuz.” dedi dostlarına.

      “Doğru söylüyorsun.” dedi Korkuluk. “Yemek bulamadığımızda yaşayacağımız olur olmadık mide ağrılarını ve açlığı kaçırıyoruz.”

      Bunu söyledikten sonra Korkuluk, Teneke Woodman’e bir bakış attı, o da kafasıyla Korkuluk’un söylediklerini onayladı.

      İkinci gün, hiç durmadan yürümeye devam ettiler. Eski maceralarını anlatıp birbirlerini eğlendiriyorlar ve Korkuluk’un okuduğu şiirleri dinliyorlardı. Korkuluk, Profesör Wooglebug’dan binbir çeşit şiir öğrenmişti ve dinleyecek birilerini bulduğunda okumaya bayılıyordu. Woot ve Teneke Woodman mecburen dinliyordu. Çünkü saman dolu dostlarından kaçmaları kaba bir davranış olurdu.

      Korkuluk’un şiirlerinden birisi şöyleydi:

      Hangi ses daha hoştur,

      Samanın güzel ve dokunaklı çıtırtısından.

      Rengi sarı ve parlak,

      Gittiğim her yerde,

      Beni mutlu eder çıtırtısını duymak.

      Güzel, taze, altın renkli saman!

      Kusursuzdur,

      Bu kadar sıkı ve temiz doldurulman.

      Yürüdüğümde çıtırdar,

      Konuştuğumda fısıldar,

      Oldukça da güzel kokar.

      Beni kesersen incinmem,

      Akacak kanım olmadığından,

      Hiç acı da çekmem böyle olduğumdan.

      Kullandığım saman,

      Parçalanmaz ya da çürümez,

      Defalarca sağlamlaştırıldığından!

      Biliyorum söylüyorlar.

      Güzel başım dolu,

      Buğday ve kepek.

      Gelin görün düşüncelerimi hepsi çok güzel.

      Değişmezdim, değişebilsem bile

      Sıradan et bir adamın beyniyle.

      Her şeyimle mutluyum,

      Şükür ki benzemem

      Etrafta gördüklerime.

      İçim küflenip tozlanırsa

      Hemen yeniden doldururum samanla.

      4. BÖLÜM

      LOONVILLELİ LOONLAR

      Akşama doğru, artık önlerinde takip edebilecekleri bir yol kalmamıştı. Çimenlerin ve ağaçların pembeleşen renkleri ise onları Gillikin Ülkesi’ne vardıklarına dair uyarmaktaydı. Burada yaşayanlar, Oz halkının hiç bilmediği ve görmediği yerlerde yaşayan tuhaf insanlardı. Toprak yabaniydi ve işlenmemişti, yakınlarda da hiç ev gözükmüyordu. Ancak dostlarımız Gezgin Woot’a uyuyacak bir yer bulma umuduyla güneş batana kadar yürümeye devam ettiler. Hava iyice kararmış, çocuk da iyice yorulmuştu. Bu yüzden, Woot’un çantasında taşıdığı çorbadan bir tas içmesi için açık bir alanda durdular. Ardından, Korkuluk saman dolu vücuduyla yere uzandı, Woot da onu yastık olarak kullandı. Teneke Woodman ise yanlarında ayakta bekledi çünkü çimlerin üzerindeki ıslaklık yüzünden eklemleri paslanabilir ya da parlak boyaları silinebilirdi. Bedenine çiy düştüğü anda bir bez yardımıyla hemen siliyordu. Bu sayede, sabah olduğunda Kral, doğan güneşle birlikte her zamanki gibi parıl parıldı.

      Şafak vaktiyle birlikte Korkuluk, çocuğu uyandırdı:

      “Acayip bir şey bulduk, bu yüzden ne yapacağımıza hep birlikte karar vermeliyiz.” dedi.

      Woot, gözlerini elleriyle ovuşturarak ve tamamen uyandığını göstermek için üç kez dolu dolu esneyerek, “Ne buldunuz?” diye sordu.

      “Bir iz!” dedi Teneke Woodman. “Bir iz ve başka bir yol.”

      “Ne söylüyor bu iz?” diye sordu çocuk.

      “Tüm yabancılara, Loonville’e giden bu yola girmemeleri için bir uyarı!” diye cevapladı, gözleri yeni boyandığı için oldukça iyi okuyabilen Korkuluk.

      “O hâlde, başka yoldan gidelim.” dedi çocuk, kahvaltı yapmak için çantasını açarken.

      Ancak bu öneri yol arkadaşlarını memnun etmiyor gibi görünüyordu.

      “Loonville’in neye benzediğini görmeyi çok isterim.” dedi Teneke Woodman.

      “Yolculuk yaparken ilgi çekici bir manzarayı kaçırmak ahmakça olur.” diye ekledi Korkuluk.

      “Ama uyarı demek, tehlike demektir


Скачать книгу
Яндекс.Метрика