Gora. Rabindranath TagoreЧитать онлайн книгу.
kızma. Tanrı herkesi birbirinden farklı yaratmıştır ve bütün insanların aynı yolu izlemesini beklemez. Binoy seni canı gibi seviyor, onun için senin her şeyine katlanıyor ama onu kendin gibi düşünmeye zorlarsan, arkadaşlığınızın sonu iyi olmaz.”
“Anne, bana biraz daha süt getirir misiniz?” dedi Gora, bu onun son sözü oldu.
Böylece konuşma sona erdi. Anandamoyi yemeğini yedikten sonra düşünceli bir hâlde yatağında oturdu ve dikiş dikmeye başladı, onu hizmetçilerden birinin işlediği bir günahla ilgili tartışmanın içine çekmeye çalışan Laçmi, sonunda yoruldu ve öğle uykusunu uyumak için yere uzandı.
Mektuplarını yazmak Gora’nın uzun zamanını aldı. O sabah Binoy onun ne kadar öfkeli olduğunu görmüştü, kendini bağışlatmak için geri geleceğinden emindi. Sürekli ayak seslerini dinliyordu. Sonunda gün bitti ama Binoy hâlâ ortada yoktu.
Gora’nın işi bitmek üzereyken Mohim yanına geldi. Bir sandalyeye oturdu ve hemen konuya girdi: “Sasi’nin evliliği için ne düşünüyorsun?”
Gora bu konuyu hiç düşünmediği için suçluluk duydu ve suskun kaldı.
Bunun üzerine Mohim, evliliğe hazır uygun bir damat adayı bulmanın ve ailelerinin, o günün koşullarıyla drahoma ödemesinin zorlukları hakkında uzun bir söylev verdi ve bir amca olarak Gora’yı görevini yapmaya çağırdı. Sonunda köşeye sıkışan Gora, hiçbir çözüm yolu bulamadığını itiraf edince ona en iyi çözümün Binoy olduğunu söyledi. Mohim’in sözü bu kadar uzatmasına gerek yoktu ama Gora’ya belli etmemekle birlikte, ondan biraz korkuyordu.
Ülkelerine daha iyi hizmet etmek için hiç evlenmemeye karar verdikten sonra, Binoy’un damat adayı olarak uygun bulunacağı Gora’nın aklının ucundan bile geçmemişti. “Biz evlenmemeye karar verdik.” diyerek konuyu kapatmak istedi.
“Siz ne biçim Hindusunuz?” diye parladı Mohim. “Bütün kast işaretleriniz ve tikilerinize karşın, aldığınız İngiliz eğitimi kanınıza işlemiş. Kutsal metinlerin bütün Brahman çocuklarına evlenmeyi buyurduğunu bilmen gerekir!”
Mohim, çağdaş erkekler gibi dinin kurallarını hiçe saymazdı ama kutsal metinlerle de fazla ilgilenmezdi.
Otellerde yemek yiyerek gösteriş yapmayı anlamsız bulurdu; Gora gibi basit bir yaşam sürmenin ve sabah akşam kutsal metinlerden söz etmenin de gereksiz olduğuna inanırdı. Onun sloganı “Roma’da Romalılar gibi davranmalısın!” idi. Bu nedenle Gora ile konuşurken kutsal metinlerden söz etmeyi unutmadı.
Bu konu iki gün önce gündeme gelseydi, Gora ağabeyini dinlemek bile istemezdi ama şimdi bunu bir kalemde silinip atılacak bir olasılık olarak görmüyordu. Her şeyden önce bu, Binoy’un evine gitmek için iyi bir bahane olacaktı. “Tamam.” dedi. “Binoy’un bu konuda ne düşündüğünü öğrenirim.”
“Öğrenecek bir şey yok.” diye karşılık verdi Mohim. “Sen onun nasıl düşünmesini istersen öyle düşünecektir. Bunu onayladığını belirtirsen hiçbir sorun çıkmaz ve bu işi olmuş kabul edebiliriz.”
O akşam Gora, Binoy’un evine gitti ve fırtına gibi içeri daldı ama evde kimse yoktu. Uşağı çağırdı ve ondan Binoy’un 78 numaraya gittiğini öğrendi.
Gora’nın kalbi, Pareş Babu, ailesi ve diğer bütün Brahmo Samajlara duyduğu nefretle doldu ve içinde yükselen isyan dalgasını bastırmaya çalışarak, aceleyle Pareş Babu’nun evine gitti. Amacı bütün düşüncelerini açıkça söylemek ve hem o Brahmo’nun ailesine, hem de Binoy’a zor anlar yaşatmaktı. Ama eve vardığında hepsinin akşam ayinine gittiğini öğrendi.
Bir an için Binoy’un onlarla gittiğinden kuşku duydu, belki de o anda Gora’nın evindeydi. İçi içine sığmayan Gora her zamanki tez canlılığıyla koşarak Brahmo Samaj’a gitti. Kapıya vardığında, Binoy’un Bayan Baroda’nın arkasında arabaya doğru yürüdüğünü gördü. Sokakta, herkesin ortasında bir grup yabancı kızla dolaşmaktan utanmıyordu! Budala! Onların tuzağına ne çabuk düşmüştü; bu iş ne kadar kolay olmuştu! Artık arkadaşlıklarının bir anlamı kalmamıştı. Binoy, arabanın karanlığında sessizce oturmuş dışarı bakarken, rüzgâr gibi oradan uzaklaştı.
Vaazın Binoy’u duygulandırdığını düşünen Bayan Baroda, onu derin düşüncelerinden ayırmak istemedi.
15
O gece, Gora eve döner dönmez terasa çıktı ve orada bir aşağı bir yukarı yürümeye başladı.
Biraz sonra Mohim soluk soluğa kardeşinin yanına geldi. “İnsan kanatsız bir canlıdır.” diye homurdandı. “Neden evleri üç katlı yaparlar ki? Gökyüzündeki tanrılar onların katına tırmanmaya çalışan bu kara hayvanlarını asla hoş görmeyecektir! Binoy ile konuştun mu?”
Gora soruya dolaylı bir yanıt verdi: “Sasi’nin Binoy ile evlenmesine olanak yok!”
“Neden, Binoy hayır mı dedi?”
“Ben hayır diyorum!”
“Ne!” diye haykırdı Mohim, çaresizlik içinde ellerini havaya kaldırmıştı. “Senin kafanın içinde yine ne tilkiler dolaşıyor? Bunu neden onaylamadığını öğrenebilir miyim?”
“Binoy’un dinimize daha fazla bağlı kalacağını sanmıyorum.” dedi Gora “Onu ailemize sokmak doğru olmaz.”
“Buna inanamıyorum!” diye gürledi Mohim. “Bugüne kadar çok bağnaz tanıdım ama senin gibisini görmedim. Bu gidişle Benares ya da Nadia panditlerini bile gölgede bırakacaksın. Onlar insanların dine bağlanmalarını yeterli bulurlar ama sen karşındakilerden sonsuza kadar dinden dönmeyeceklerini garanti etmelerini istiyorsun. Bir gün düşünde birinin Hristiyan olduğunu gördüğün için ondan arınmasını istersen buna hiç şaşırmam!”
Bu konuyu biraz tartıştılar, sonra Mohim şöyle söyledi: “Kızı karşıma çıkan ilk görgüsüz adama veremem. Eğitimli insanlar da arada bir kutsal metinlerdeki kuralları çiğneyebilirler, bunun için onlarla tartışabilirsin, hatta onları herkese rezil edebilirsin; ama evlenmelerini yasaklayarak benim zavallı kızımı cezalandıramazsın! Her şeyin olumsuz yönünü görmeye çalışmaktan vazgeç artık!”
Alt kata inen ve doğru Anandamoyi’nin yanına giden Mohim: “Anne, Gora’ya dur demenin zamanı geldi artık!” dedi.
“Neden, Gora ne yaptı?” diye sordu Anandamoyi.
Mohim, olanları anlattı: “Binoy’u Sasi ile evlenmeye ikna etmek üzereydim, Gora da bunu onaylamıştı; ama bir anda Binoy’un yeterince iyi bir Hindu olmadığını keşfetmiş. Anladığım kadarıyla, eski din adamlarımızın koyduğu kurallara ters düşen görüşleri varmış! Gora çok ters davranmaya başladı, bunun ne demek olduğunu bilirsiniz. Din adamlarımızın dışında ona söz geçirebilen tek insan sizsiniz. Onunla gerektiği gibi konuşursanız, kızımın geleceği sağlama bağlanır. Ona Binoy kadar iyi bir koca bulamayız.”
Mohim bunları söyledikten sonra Gora ile yaptığı konuşmayı ayrıntılarıyla anlattı. Duydukları Anandamoyi’yi çok sarstı. Demek ki Gora ile Binoy’un arasındaki anlaşmazlık her zamankinden daha ciddi boyutlara ulaşmıştı.
Gora’yı bulmak için yukarı çıktı ama Gora terasta dört dönmeyi bırakmış ve kitap okumak için odasına gitmişti. Annesi bir sandalye çekip yanına oturunca karşısındaki sandalyeye uzattığı ayaklarını aşağıya indirdi ve yerinde dimdik oturarak onun yüzüne baktı.
“Gora, sevgili oğlum!” diye söze başladı Anandamoyi. “Lütfen beni dinle ve Binoy ile kavga etme. Bana hâlâ kardeş olduğunuzu söyle. Ben sizin aranızın açılmasına dayanamam.”
“Eğer